اهل البيت
هل تريد التفاعل مع هذه المساهمة؟ كل ما عليك هو إنشاء حساب جديد ببضع خطوات أو تسجيل الدخول للمتابعة.

اهل البيت

اسلامي احاديث خطب ادعية
 
الرئيسيةأحدث الصورالتسجيلدخول

 

 Sahîfe-i Seccâdiye-46

اذهب الى الأسفل 
كاتب الموضوعرسالة
Admin
Admin
Admin


المساهمات : 672
تاريخ التسجيل : 21/04/2016

Sahîfe-i Seccâdiye-46 Empty
مُساهمةموضوع: Sahîfe-i Seccâdiye-46   Sahîfe-i Seccâdiye-46 Emptyالأحد أبريل 24, 2016 12:42 pm

في يوم الفطر ويوم الجمعة

بسم الله الرحمن الرحيم


يا من يرحم من لا يرحمه العباد .و يا من يقبل من لا تقبله البلاد .و يا من لا يحتقر اهل الحاجة اليه .و يا من لا يخيب الملحين عليه .و يا من لا يجبه بالرد اهل الدالة عليه .و يا من يجتبي صغير ما يتحف به ، و يشكر يسير ما يعمل له .و يا من يشكر علي القليل و يجازي بالجليل .و يا من يدنو الي من دنا منه .و يا من يدعو الي نفسه من ادبر عنه .و يا من لا يغير النعمة ، و لا يبادر بالنقمة .و يا من يثمر الحسنة حتي ينميها و يتجاوز عن السيئة حتي يعفيها .انصرفت الامال دون مدي كرمك بالحاجات و امتلات بفيض جودك اوعية الطلبات ، و تفسخت دون بلوغ نعتك الصفات ، فلك العلو الاعلي فوق كل عال ، و الجلال الامجد فوق كل جلال .كل جليل عندك صغير ، و كل شريف في جنب شرفك حقير ، خاب الوافدون علي غيرك ، و خسر المتعرضون إلا لك ، و ضاع الملمون إلا بك ، و اجدب المنتجعون إلا من انتجع فضلك .بابك مفتوح للراغبين ، و جودك مباح للسائلين ، و اغاثتك قريبة من المستغيثين .لا يخيب منك الاملون ، و لا ييأس من عطائك المتعرضون ، و لا يشقي بنقمتك المستغفرون .رزقك مبسوط لمن عصاك ، و حلمك معترض لمن ناواك ، عادتك الاحسان الي المسيئين ، و سنتك الابقاء علي المعتدين حتي لقد غرتهم أناتك عن الرجوع ، و صدهم امهالك عن النزوع .و إنما تانيت بهم ليفيؤا الي امرك ، و امهلتهم ثقة بدوام ملكك ، فمن كان من اهل السعادة ختمت له بها ، و من كان من اهل الشقاوة خذلته لها .كلهم صائرون الي حكمك ، و امورهم ائلة الي امرك ، لم يهن علي طول مدتهم سلطانك ، و لم يدحض لترك معاجلتهم برهانك .حجتك قائمة لا تدحض ، و سلطانك ثابت لا يزول ، فالويل الدائم لمن جنح عنك ، و الخيبة الخاذلة لمن خاب منك ، و الشقاء الاشقي لمن اغتر بك .ما اكثر تصرفه في عذابك ، و ما اطول تردده في عقابك ، و ما ابعد غايته من الفرج ، و ما اقنطه من سهولة المخرج !! عدلا من قضائك لا تجور فيه ، و انصافا من حكمك لا تحيف عليه .فقد ظاهرت الحجج ، و ابليت الاعذار ، و قد تقدمت بالوعيد ، و تلطفت في الترغيب ، و ضربت الامثال ، و اطلت الامهال ، و اخرت و أنت مستطيع للمعاجلة ، و تانيت و أنت ملئ بالمبادرة .لم تكن اناتك عجزا ، و لا امهالك وهنا ، و لا امساكك غفلة ، و لا انتظارك مداراة ، بل لتكون حجتك ابلغ ، و كرمك اكمل ، و احسانك اوفي ، و نعمتك اتم ، كل ذلك كان و لم تزل ، و هو كائن و لا تزال .حجتك أجل من أن توصف بكلها ، و مجدك ارفع من أن يحد بكنهه ، و نعمتك اكثر من أن تحصي باسرها ، و احسانك ، اكثر من أن تشكر علي اقله .و قد قصر بي السكوت عن تحميدك ، و فههني الامساك عن تمجيدك ، و قصاراي الاقرار بالحسور ، لا رغبة - يا الهي - بل عجزا .فها انا ذا أؤمك بالوفادة ، و اسألك حسن الرفادة ، فصل علي محمد و آله ، و اسمع نجواي ، و استجب دعائي ، و لا تختم يومي بخيبتي ، و لا تجبهني بالرد في مسألتي ، و اكرم من عندك منصرفي ، و اليك منقلبي ، إنك غير ضائق بما تريد ، و لا عاجز عما تسأل ، و أنت علي كل شي ء قدير ، و لا حول و لا قوة إلا بالله العلي العظيم .

46 Ramazan Bayramı Günü Bayram Namazını Kıldıktan Sonra Ayağa Kalkıp Kıbleye Yönelerek ve Cuma Günü Okuduğu Dua Ey kulların acımadığı kimseye acıyan! Ey kentlerin kabul etmediği kimseyi kabul eden! Ey kendisine muhtaç olanları küçültmeyen! Ey sürekli kendisinden bir şeyler isteyenleri nasipsiz bırakmayan! Ey kendisine doğru kılavuzluk edenleri reddetmeyen! Ey ithaf olunan küçük şeyi de kabul buyuran! Ey hoşnutluğunu kazanmak için yapılan az ameli de ödüllendiren! Ey az amele büyük karşılık veren! Ey kendisine yaklaşana yaklaşan! Ey kendisinden yüz çevireni kendisine doğru çağıran! Ey nimeti değiştirmeyen, cezalandırmakta acele etmeyen! Ey iyiliği nemalandırıp çoğaltan, kötülüğü bağışlayıp ortadan kaldıran! Arzular, kereminin sonuna ulaşmadan hacetlerine kavuştu. Dilek kapları, bol bağışınla hemen doluverdi. Sıfatlar, seni anlatamadan dağılıp gitti. Çünkü her yücenin üstünde en yüce yücelik ve her ululuğun üstünde en onurlu ululuk sana aittir. Her büyük, senin katında küçüktür; her onurlu, senin onurunun yanında hakirdir. Senden başkasına gidenler, eli boş geri döndüler. Senden başkasını arayanlar, hüsrana uğradılar. Senden başkasına konuk olanlar, mahvolup gittiler. Ve senin fazlından nimet isteyenlerin dışında diğer nimet isteyenler, kıtlığa duçar oldular. Kapın, isteyenlerin yüzüne açık; ihsanın, dileyenler için mubah; imdadın, imdat isteyenlere yakındır. Sana ümidi olanların ümitleri boşa çıkmaz. İhsanını isteyenleri mahrum bırakmazsın. Mağfiretini dileyenleri azabına duçar etmezsin. Sana karşı gelip muhalefet edenlerden rızkını esirgemezsin. Seninle düşmanlık edenlere hilminle davranırsın. Kötülük yapanlara iyilik yapmak âdetindir. Haddi aşanlara mühlet vermek sünnetindir. O kadar mühlet verirsin ki, mühletine aldanarak, hakka geri dönmez, batıldan el çekmezler. Oysa sen, emrine dönmeleri için onlara mühlet verir; saltanatının sürekliliğine güvendiğin için onları hemen cezalandırmazsın. Sonuçta; saadet ehlinden olanları saadete kavuşturur, şekavet ehlinden olanları şekavetle baş başa bırakırsın. Hepsi de sonunda hükmüne dönecek, emrine boyun eğecektir. Uzun süre onlara mühlet verişin, saltanatını gevşetmez. Onları cezalandırmakta acele etmeyişin, aleyhlerindeki açık kanıtını geçersiz kılmaz. Kanıtın dimdik ayaktadır, geçerliliğini kaybetmez. Saltanatın sabittir, zevali olmaz. O hâlde, sürekli azap, senden yüz çevirenindir; hor edici ümitsizlik, senden ümidini kesenindir ve en kötü bedbahtlık, müsamahana aldananındır. Böyle biri, azabında ne de çok bocalayıp duracak! Cezanı çekmesi ne de uzun sürecek! Kurtuluşla arası ne de uzak, içinde bulunduğu durumdan çıkması ne de zor olacak! Bütün bunlar, adil yargınla, insafa dayalı hükmünle olacak; kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. Çünkü sen, daha önce kanıtlarını sergilemiş, mazeretlere yer bırakmamışsın; cehennemden korkutmuş, cennete teşvik etmişsin; örnekler vermiş, kıssalar anlatmışsın; hemen cezalandırmaya kadir olduğun hâlde, uzun süre mühlet vermiş, cezalandırmayı geciktirmişsin. Süre tanıman âcizlikten, mühlet vermen gevşeklikten, azap etmekten sakınman gafletten, beklemen iyi geçinme isteğinden değildir. Böyle yapıyorsun ki, kanıtın daha açık, keremin daha kâmil, ihsanın daha bol, nimetin daha eksiksiz olsun. Bu, şimdiye kadar böyle olmuş, böyle devam edecek. Kanıtın bütünüyle anlatılmaktan çok daha yüce; büyüklüğün künhüyle belirlenmekten çok daha yüksek; nimetin tamamıyla sayılmaktan çok daha fazla ve ihsanın en azının bile şükrü yerine getirilmekten çok daha büyüktür! Suskunluk, seni övme gücünü almış benden; çekingenlik, seni ululamaktan âciz kılmış beni. Yapabileceğim en fazla şey, Tanrım, aczimi itiraf etmektir. Bu yüzden kapına gelmiş, ihsanını dilenmekteyim. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve münacatımı işit; duamı kabul buyur; günümü başarısızlıkla sonuçlandırma; isteklerim hususunda reddetme beni; katından ayrılışıma ve tekrar sana dönüşüme değer ver. Hiç kuşkusuz, sen, dilediğini yapmakta güçlük çekmez, istenenden âciz kalmazsın. Çünkü sen, her şeye kadirsin. Günahlardan sakınmamız, itaate güç bulmamız, ancak yüce ve büyük Allah'ın yardımıyladır
.
الرجوع الى أعلى الصفحة اذهب الى الأسفل
https://duahadith.forumarabia.com
 
Sahîfe-i Seccâdiye-46
الرجوع الى أعلى الصفحة 
صفحة 1 من اصل 1
 مواضيع مماثلة
-
»  2- Sahîfe-i Seccâdiye
» Sahîfe-i Seccâdiye-18
» Sahîfe-i Seccâdiye-35
» Sahîfe-i Seccâdiye-51
» 3- Sahîfe-i Seccâdiye

صلاحيات هذا المنتدى:لاتستطيع الرد على المواضيع في هذا المنتدى
اهل البيت :: الفئة الأولى :: Hadis, Ayet ve İslami اللغة التركية :: كتابة :: Sahîfe-i Seccâdiye-
انتقل الى: